“maymunlar neden hala konuşmayı sökemedi”
“lütfan kiviyi sorun yaratıcısı kimdir laboratuvarda mı üretilmiştir.allah mı yaratmıştır”
“su gibi seffaf olmak isteyen bir canli cikmamismi milyarlarca yil once”
Bende en fazla ‘kaçıcam bu ülkeden birazdan’ hissi yaratan gruplardan biri EVRİM KARŞITLARI. Onları cahilliğin, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanın, inatla öğrenmemenin ve dogmacılığın, herşeyi komplolarla açıklamanın ve kendi içine kapanmanın sembolü olarak görüyorum.
’80’ler üzerine sohbetlerde, programlarda ‘ay nasıl değişmiş hayat’ anlamı çıkıyor ya. Mesela Hasibe Eren’in Kanal 24’deki programında hep olduğu gibi. 80’lerde mehdi olarak ortaya çıkmış olan bir tarikat şeyhi vardı. Yani bildiğimiz şarlatan. Benzeri bir program yapılsa geçmişten onunla ilgili haberlerin olduğu, a deriz, hiçbir şey değişmemiş. Çünkü o şahıs ve kendinden menkul tarikatı hala gayet aktif.
Eğitimli ülkelerde de böyle bir şarlatan çevresinde örgütlenmiş tarikatlar var tabi. Yalnız bunların farkı, gerek toplumda gerek devlette gayet etkili olmaları. Çünkü ‘niş’lerini iyi seçmişler. Evrim karşıtlığı inançlı ve eğitimsiz/yarı eğitimli, yani ülkenin çok büyük bölümü için çok cazip.
Gazetede ne zaman bir evrim haberi olsa astronomik sayıda yorum alıyor. Herkes sanki biyoloji uzmanı gibi yoğun bir tartışma yürüyor. Mesela kimse görecelilik teorisini tartışmıyor ama konu evrim olunca eyvah, dinimiz elden gidiyor refleksiyle atlıyorlar ortaya. Buna, ‘maymundan gelmiş olamayız’cılar da ekleniyor tabi. O yorumları görünce artık insanların belli minimum düzeyde bir mantığı olduğuna inanamıyorsun.
İşte bu yüzden, bu yaradılışçı tayfanın sesi medyada ne kadar az duyurulsa o kadar iyi. Ama sansasyon arayan Yiğit Bulut Haberturk’te 3 haftadır bu görüşleri programa çıkarıyor. İlkinde önce iki mürit doktor vardı, herhalde prezentabl diye seçilmiş olan. Biri kendi söylediklerine inanmıyor gibi geldi bana. Şeyhlerinin bilimsel kitabında geçen ‘Nuh’un buharlı gemisi’ veya ‘Hz. İbrahim’in uçak kullanmış olması’ gibi tezleri savunmak durumunda kalmak istemez gibi geldi bana. Diğeri ilik nakli kampanyasıyla tanıdığımız doktor. Tam bir inançlı mürit. Hikayesini -çok acıklı- şuradan okuyabilirsiniz. Evet, o söyleşi mutlaka okunmalı çünkü bu şeyhte garip bir ikna kabiliyeti var demek ki. (Belki bir tür müritlerine ne dese yaptıracak olan Hasan Sabbah vakası).
Ama belki de o kabiliyet ekrandan iletilemiyor ki programa sonradan katıldığında (herhalde baştan programın nasıl geliştiğini görmek istedi) konuşması çok tereddütlü ve iknadan çok uzaktı. Sürekli aynı şeyleri söyleyip durdu. Mesela, çocuklarını kendi alemine aldığını iddia eden aileler hep alemci, tacizci filanmış, dinden çıkarmak istiyormuş çocuklarını. Ama o kadar ezbere söylüyor ki anlıyorsun, onyıllardır aynı şeyleri söylüyor. Röportajı yapan kişi için kaçırılmayacak bir fırsat ama Yiğit Bulut zavallılaştıkça zavallaşıyor karşısında. Kendi programına katıldığı için müteşekkir.
Sonraki haftaysa evrimi savunanlar karşısında coşuyordu Yiğit Bulut. Tek amacı, yaradılışla evrim arasında bir ilişki bulmak. Ama buna da eğitimi yetmiyor (biri “ara geçiş formu” diye tanımlamış kendisini).
Bu gece ise anlı şanlı proflar vardı. Böylece ve acıyla görmüş olduk ki yaradılışa inanan proflarımız var üniversitelerde. Hepsinde dinle bilim arasında bir sıkışmışlık gördüm. Bunu kabul etsek dinimi inkar ederim diye düşünmüşler bir yerde. Bilim felsefesini bildikleri şüpheli, bilimsel kitaplara hadis koymuşlar, her şeyi bir yaradanla açıklıyorlar.
3 haftadır bu işkencelere katlanma amacım bu insanları anlamaktı. Ama genel olarak durum ümitsiz bence. Hocalar dahil, yeterince okumayan bir topluluk var karşımızda. Bilimsel birikimin ne olduğunu bilmeyen. Hep de aynı teraneleri tekrarlayıp duran. Canlılar tesadüfen yaradılmış olur muymuş? Gözlerimiz mükemmelmiş, nasıl rasgele meydana gelirmiş? Bir maymun rasgele tuşlara bassa o kitap ortaya çıkar mıymış? Boğaziçili hoca “Üniversite 1. sınıf, hatta lise konularını burada tartıştığımıza inanamıyorum” diyordu. Öyledir durum.
________________________
Bahsettiğim mantığı görmek isteyen olursa (yalnız, uyarıyorum, kısa devre yapabilirsiniz) programa gelen yorumlar şurada.
Okumayacak çoğunluk için birkaç vecize daha:
“evrim nezaman başladı ne zaman bitti”
“evrim gercekten bilimsel olarak kabul edildimi”
“insan ruhu nereden gelmiştir.evrimle ruh oluşumu nasıl açıklanır.canlılar ruhsuzmudur.ruh evrimleşirmi”
“eger oyle olsaydi bu kuranda bildirilirdi”
“evrim varsa ben yokum”
“hocalara sormak istiyorum bir ağaç niçin elma yapar.”
“sorarmisiniz lutfen madem evrim var bu evrim milyarlarca yildir evrimlestide darvinden beri 150-200 yildir neden evrimlesmiyor madem tesaduf neden 150-200yildir bu tesaduf tekerrur etmiyor”
“ben süperman gibi birşey olmak istiyorum evrimciler bunu hızlandırsınlar sabırla bekliyorum byle birşey olacaksak evrende gidemediğimiz nokta kalmaz”
“ara geçişe örnek homoseksüeller olabilirmi”
“evrim var insanın evrimi yok..lütfen dile getirin..”
“evrim insanın kendine yakışanı giymesidir bence :))”
(Bu sonuncuyu sevdim).