Faşinkton’daki evde sirkülasyon çok olduğundan evde sahibi olmayan, yani zamanında bırakılmış çanak bardak çoktu. Bazılarını çok severek kullanırdım. Eşyalarla duygusal bir ilişki kuran biri olarak ayrılamadığım birkaçını da sarmalayıp getirdim. O zamandan beri bir bavulda duruyordu. O bavulda çıkmayan garip bir depo kokusu vardı, içine ne konsa bulaştırıyormuş gibi geliyordu bana. O yüzden yeni ve güzel bir mavi renkli olsa da atmaya karar verip içindekileri çıkardım bugün. İçlerindeki tek bardak, daha doğrusu tek su bardağı (diğerleri kupa -bu ne berbat bir kelimedir-, bira bardağı filan) kırık çıktı ne yazık ki.
Bardağı görünce benim de kalbim kırıldı. Sen yaşama yaşama, sonunda ne oluyor? Böyle kırılıp kalıyorsun. Sen narin bir şekilde kendine bir köşe ayırmaya çalışırken üstüne ağır bir ev telefonu düşüyor, alarmlı saat düşüyor, tabak düşüyor, iki bira bardağı arasında kalıyorsun, kupalar seni aralarında oynatıyor. Dolapta, bavulda çanak, bardak, pantolon, kravat, tenis topu, kalın kazak değil, hayatın bekliyor.
Anglonlar “go wrong/gone wrong” derler ya, “a party gone wrong”, “a joke gone wrong” gibi (yoldan çıkan, yamulan?), benim hayatım gone wrong. Ne yapabilirim, yanlış yaratılmışım. Deseler ki fazla beklemeyecen, bitiyor, bi rahatlıycam. Ama yarın değil, ya da gümbürtüsüz değil; mesela önce 100 gün kutlama-parti-festival-karnaval, sonra the end olacak. 100 gün boyunca en iyi maçlar (3-4 günde bir Barcelona-Bayern-Real-Man United oynayacak); en iyi filmler (100 gün süren bir festival, ama yeni denemelere gerek yok, sinema tarihinin en cicileri, en kadri bilinmemiş sevimlileri oynayacak); en göremediğin oyunlar (Londra’dan National Theatre, New York’tan La Mama etc. ile buluşacak); konserler (66’sında olsa da David Bowie çıkacak artık benim hatrıma, David Bryne’le söyleyecekler, Genesis-gene sis, King Crimson derken Roger Waters’a George Harrison’ın hologramı, Moğollar’a Manço ve Cem Karaca’nın kayıtlı sesleri eşlik edecek, Radiohead’le Bcörk, Bcörk’le Portishead, Portishead’le Kate Bush, Kate Bush’la Eddie Vedder, Eddie Vedder’le Queen, Queen’le George Michael söyleyecek); festival-panayır eksik olmayacak, bir semtte sokak tiyatrocuları-kuklacılar-pandomimciler, hemen yandaki semtte Rio karnavalı, biraz ileride kiraz ağaçları çiçek açacak, gökten pırıltılar yağacak, sessiz minik havai fişekler ateş böceklerine karışacak; kır sanacağın, çok geniş ve ağaçlık bir parkta flört bölgeleri olacak, bakışan kızlar oğlanlar birbiriyle tanışacak (flört dedim, evirip çevirmeyin, s e x is so overrated olacak o alanın adı), televizyonda her gün en sevdiğin dizilerin yeni çevrilmiş bölümleri oynayacak (bir gün Kavak Yelleri, bir gün Hırsız Polis, Canım Ailem, araya Uyy Başuma Gelenler, sayamayacağım ingiliz dizisi); yapabileceğin, yetişemeyeceğin, ama ucunan tadacağın birçok şey seni bekleyecek; çıkmış her edebi kitabın bulunduğu ve Tanju Okan çalan kitapçıların olduğu sokaklar olacak, yanyana bu kitapçılar önce yayın dönemine, sonra milliyete göre işbölümü yapacak, kitabı raftan alıp yanındaki koltuğa yayılıp okuyacaksınız, akşam 10’a doğru kitapçıların önündeki dar sokağa tahta masalar kurulacak, bir kitapçıdaki birbirini tanımayan kişiler içerde çalan müziğin de etkisiyle tava gelmiş şekilde çıkıp hemen o kitapçının önündeki masaya oturacak, tanışacak, kabuklu deniz ürünlü makarnalara sokağın başında söyleyen Fairground Attraction eşlik edecek. Sonra diğer sokağın başından Saint Etienne devam edecek. Gece ilerledikçe masaların yanına gelen İranlı Rana Farhan ağır Flamenko gazellerine geçişi sağlayacak. Gazeller, masanızın üstüne çıkan Seviya’nın en iyi dansçılaryla devam edecek. Onlar sizi de gaza getirecek ve siz, 2 saat önce tanımadığınız kişilerle karşılıklı flamenko parçalayacaksınız (masanın üstünde değil yalnız, yerde; düşüp son günlerinizde bir tarafınızı kırın istemeyiz). Gece içtiğiniz sangria (ve sangrinita ve sangrinata)’nın etkisiyle kafayı bulmuş şekilde evinize yürürken (tabi tanımadığınız birinin divanında uyumadıysanız) keşke bitmese diyeceksiniz. Ama bir yandan da bileceksiniz ki bitmese (daha sürse) zaten böyle olmaz.